- sarıldı
- Iswayed and nearlyIIangry
Old Turkish to English. 2010.
Old Turkish to English. 2010.
Turkish Resistance Organization — [Roni Alasor, “Sifreli Mesaj: “Trene bindir!” ISBN 960 03 3260 6] pn General Daniş Karabelen, in charge of unconventional warfare office of Turkey,cite journal|url=http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=30244 accessdate=2008 09 22 title=Türkeş… … Wikipedia
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
aguş — is., esk., Far. āġūş Kucak Seniha ya sarıldı, aguşuna alıp onu tekrar şımarttı. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
basmak — e, ar 1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. C. Külebi 2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek 3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek Motor… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beceriksizlik — is., ği Beceriksiz olma durumu Kocaman bir bebek becerisizliği ile annesine sarıldı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevir sesi — is. Telefon numarasının aranmaya hazır olduğunu belirten ince ve monoton ses, sinyal Bir kere daha telefona sarıldı. Bu defa çıtırtılı bir sessizlik, bir türlü gelmek bilmeyen çevir sesi. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
devre — 1. is., Ar. devre 1) Dönem Bu kadar uzun bir bekleyiş devresi, tatsız ara veriş yeter. A. Gündüz 2) fiz. Çevrim Birleşik Sözler devre arası devre dışı devre mülk açık devre ardışık devre … Çağatay Osmanlı Sözlük
hissiz — sf. Duygusuz Gösterdiği arkadaşlığa, bağlılığa karşı hissiz kalamazdı, onun boynuna sarıldı. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk — is., ğu 1) Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. H. E. Adıvar 2) Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye Ta yan beline kadar gömüldüğü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öpüşmek — nsz, le 1) Birbirini öpmek Çok göreceğim geldi diye boynuna sarıldı, öpüştüler... B. Felek 2) mec. Nesnelerin parçaları birbiriyle tam olarak yan yana bulunmak, teması olmak Parmaklıklı demir kapılar birbiriyle tam öpüşmemişti. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
parsa — is., Far. pārse Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para Ali direkten indikten sonra eline aldığı bir tepsi ile ahaliye sarıldı ve parsa toplamaya başladı. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller parsayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük